İnsan yaşamının yaklaşık üçte biri uykuda geçmektedir. Uyku; sosyal, fizyolojik ve psikolojik alanlarda olumlu etkilerinin yanı sıra vücudun dinlenmesi için önemlidir. Kısacası sağlıklı bir yaşam için vücudumuzun savunma mekanizmalarını destekleyici bir yaşam şekli sürdürmemiz gerekmektedir. Bunun için akşamları çok geç olmadan yatmak ve tam karanlıkta uyumak oldukça önemlidir. Ancak yapılan bir çalışmaya göre Amerika'da yaklaşık 45 milyon kişi gece uykusuzluğu (uyku mahrumiyeti) çekmektedir. “Uyku mahrumiyeti” gerek neden olduğu hastalıklar gerekse yaşam şartlarını etkilemesi ile olumsuzluklara sebep olmaktadır.
Melatonin yaklaşık 50 yıl önce keşfedilmiş olan ve son yıllarda önemi daha çok anlaşılan pineal bezden salgılanan bir hormondur. Vücudumuzda triptofan isimli aminoasidin metabolizması sonucu üretilen serotonin molekülünün bir türevidir. Vücut sıvılarındaki düzeyi gece maksimum düzeyde artarken, gündüz düşer. Gece 20.00-23.00 arası yükselen melatonin düzeyi 01.00-05.00 arası maksimum değerlere ulaşır ve gündüz düşer. Sağlıklı kişilerde plazma melatonin düzeyi gündüz 0-20 pg/ml, gece 20-200 pg/ml (ortalama 60-70 pg/ml) dir. Bir günde yaklaşık 30 mg (%80 i gece) melatonin üretilir. İnsanda pekçok biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal değişkenlerde olduğu gibi plazmadaki melatonin düzeyleri de 24 saatlik periyot içinde düzenli iniş ve çıkışlar gösterir. Ritmin başlıca ayarlayıcısı dış ortamdaki aydınlık/karanlık döngüsüdür. Gece ışığa maruz kalındığında pineal fonksiyonlar akut olarak baskılanır.
Temel olarak gün içi ve mevsimsel ritmi ayarlayıcı, uyku düzenleyici etkileri vardır. Tüm vücutta yaygın melatonin reseptörleri bulunmaktadır. Uyku bozukluğuna karşı ve antidepresan olarak da kullanılan melatonin ve agonistleri birçok hastalığın tedavisinde hala denenmektedir.
Melatoninin etkinliği oküler hastalıklarda, diyabette, romatoid artritte, fibromiyaljide, kronik yorgunluk sendromunda, enfeksiyon hastalıklarında, nörolojik hastalıklarda, uyku bozukluklarında, yaşlanmada ve depresyonda gösterilmiştir.
Melatonin ve Uyku: Melatonin öncelikli olarak vücudun uyku düzeninin ayarlanmasından sorumludur. Birçok araştırmacı uyku-uyanıklığın bir parçası olan melatoninin uykuya dalma ve uykuda kalmada yardımcı olacağını düşünmektedir. Ayrıca uykuya başlama hızının ve uyku kalitesinin artacağı da bildirilmektedir. Uyku sorunu olan kişilerde, hızlı göz hareketleri (REM) düzensizliğinde, huzursuz bacak sendromunda, gecikmiş uyku fazı sendromunda, uyku sorunu olan manik kişilerde ve fibromiyaljisi olanlarda melatoninin kullanılmasının uyku süresini ve kalitesini artırdığı gösterilmiştir.
Antioksidan Özelliği: Yüksek difüzyon yeteneği ve lipofilik yapısından dolayı mükemmel bir antioksidan olup, bilinen diğer antioksidanlardan daha güçlüdür. Antioksidan etkisi gerek in vitro, gerekse in vivo olarak yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Melatoninin Jet Lag’da Kullanımı: Melatoninin sirkadiyen ritim düzenleyici etkisinden faydalanılarak zaman dilimini atlayan yolculuklarda kullanımı (özellikle pilot ve diğer uçak görevlilerinde) önerilmektedir. Bu amaçla; doğuya yapılan yolculukta, ön koşullama amacı ile gidilecek olan yerdeki yatma zamanına karşılık gelen saatlerde o bölgeden ayrılmadan 3 gün önce 5 mg melatonin uygulamasına başlanır, kalkış gününde aynı uygulama yapılır ve varıldıktan sonra 2 gün süreyle uygulama sürdürülür. Batıya yolculukta ise sadece uçuş sonrası önerilmektedir.
Kemik koruyucu etki: Melatoninin kemik üzerine etkisi direktir. Melatonin sekresyonunun baskılanması serum kalsiyum konsantrasyonunu düşürürken, melatonin uygulaması ise artırır. Günümüzde yaygın olarak postmenapozal dönemde osteoporoza karşı kullanılan bifosfonatlara ilave olarak melatonin uygulamasının gerek direkt kemik üzerine olumlu etkileri ve gerekse bu ilaçlara bağlı yan etkileri azaltarak kemik koruyucu etkiyi güçlendirebileceği düşünülmektedir.
Melatonin ve Kanser: Günümüzde melatonin ve kanser çalışmalarının büyük çoğunluğu meme kanseri modelleri üzerinde yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar melatoninin gece uygulamalarının kanserde daha başarılı sonuçlar verdiğini ortaya koymuştur. Kanser gelişiminde melatoninin gece salgısının bozulmasının önemli olduğunu düşündüren veriler elde edilmiştir. Özellikle gece ışık altında çalışan kadınlarda kanser insidansının arttığı ortaya konmuştur. Hatta ışık yoğunluk derecesiyle tümör büyüme hızı arasında doğru orantının varlığını gösteren çalışmalar bildirilmiştir.
Melatonin ve Gastrointestinal Sistem: Gastrointestinal kanalda yüksek konsantrasyonlarda melatonin bulunur. Melatoninin duodenumda epitel hücreler üzerindeki reseptörleri aracılığıyla HCO3 (bikarbonat) sekresyonunu artırır. Melatonin serbest radikalleri uzaklaştırarak gastrointestinal kanalda ülser oluşumunu azaltıcı etki gösterir.
Melatoninin vücut üzerindeki olumlu etkileri göz önünde bulundurularak, melatonin içerikli takviye gıdalar geliştirilmiştir. Çeşitli koşullarda melatonin alınması, vücut sağlığının geliştirilmesi adına önemli yararlar sağlayabilir.
Kaynaklar:
- Konturek SJ, Konturek PC, Brzozowska I, Pawlik M, Sliwowski Z, Cześnikiewicz-Guzik M, Kwiecień S, Brzozowski T, Bubenik GA, Pawlik WW. Localization and biological activities of melatonin in intact and diseased gastrointestinal tract (GIT). J Physiol Pharmacol, 58: 381-405, 2007.
- Hardeland R, Pandi-Perumal SR, Cardinali DP. Melatonin. Int J Biochem Cell Biol, 38: 313-316, 2006.
- Liebmann PM, Wölfler A, Felsner P, Hofer D, Schauenstein K. Melatonin and the immune system. Int Arch Allergy Immunol, 112: 203-211, 1997
- Claustrat B, Brun J, Geoffriau M, Chazot G. Melatonin: from the hormone to the drug? Restor Neurol Neurosci, 12:151-157, 1998
- Lino A, Silvy S, Condorelli L, Rusconi AC. Melatonin and jet lag: treatment schedule. Biol Psychiatry, 34: 587, 1993.
- Şahin D. in vitro koşullarda sirkadiyen melatonin etkisine maruz bırakılan embriyolarda SOD ve HMGB1 genlerinin ekspresyonları ile melatonin etkisinin takibi. İstanbul: İstanbul Bilim Üniversitesi; 2014.
- Şener G, Goren FO, Ulusoy NB, Ersoy Y, Arbak S, Dülger GA. Protective effect of melatonin and omeprazole against alendronat-induced gastric damage.Dig Dis Sci, 50: 1506- 12, 2005